Mübârek Ramazan ayının mânevî atmosferini hissetmenin ve en önemlisi de mükâfatların en güzeli olan Allah’ın rızasını kazanmanın yollarından biri de “Fitre”dir.
Fitre; Arapçada sadaka-i fıtr şeklinde zikredilir. Türkçeye fitre şeklinde geçmiştir. Aslında fıtır (fitre) kelimesi oruca son vermek yani iftar ederek orucu açmak anlamına gelir. Bu sebeple Ramazan ayını idrak etmenin, günahlardan arınmanın ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olarak ihtiyaç sahiplerine verilen bu sadakaya fıtır yani fitre denmiştir.
Fitre konusunda İbn Abbas (r.anh) şöyle der:
“Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) oruçluları gereksiz ve çirkin sözlerden arındırmak ve yoksullara yiyecek sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim (bayram) namaz(ın)dan önce öderse, bu makbul bir zekât, kim de (bayram) namaz(ın)dan sonra öderse, herhangi bir sadaka olur.” (Buhârî, Zekât, 70)
Fitre verecek kimselerin sahip olmaları gereken malî güç hakkında iki farklı görüş vardır.
Fıtır (Fitre) sadakası; zekât vermesi farz olan / olmayan her Müslümana zarûridir. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre fitre vermek farzdır. Çünkü bir hadiste Rasûlullah’ın (aleyhissalâtu vesselâm) hür, köle, erkek, kadın her Müslümana fıtır (fitre) sadakası vermeyi farz kıldığı belirtilir. (Müslim, “Zekât”, 12) Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre zekâtın vâcip olması için gerekli görülen nisap miktarı bir mala sahip bulunma şartı fitrede aranmayıp; mesken, ev eşyası ve temel ihtiyaç malzemelerinden başka kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler (ailesi) için, bayram günü ve gecesinin (yirmi dört saatlik) yiyeceğinden fazlasına sahip olan her Müslüman, fitre ile mükelleftir.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bazı hadislerinde sadakanın ancak zenginliğin gereği olduğunu ifade ettiği için, Hanefî mezhebinde fitrenin sadece zekât vermekle yükümlü olan Müslümanlara vâcip olduğu görüşü hâkimdir. Ancak Hanefîlerde farz ile vâcip arasında uygulama açısından fark olmadığından, Hanefî mezhebinde de diğer mezhepler gibi farz kabul edilir denilebilir. Zira Allah inancı olup Ramazan orucu tutan herkes fitre vermektedir.
Fitreden maksat; ihtiyaç sahibi mü’minlerin, bayram günlerindeki ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Bayram; özünde mü’minler arasında birliği sağladığı, hânelere sevinç getirdiği ve Allah’a yaklaşmamıza sebep olduğu için, her ferdin en iyi şekilde yaşaması gereken, en özel zaman dilimlerindendir. Bu güzellikleri toplumun her kesiminin hissedebilmesi için, muhtaç kimselerin kısmen de olsa ihtiyaçlarını gidermeli ve bayram günlerini hem ihtiyaç sahipleri açısından, hem de kendi mâneviyatımız açısından en verimli şekilde değerlendirmeliyiz.
Fıtır (Fitre) sadakası ile elimizden geldiğince daha çok insana yardım etmeliyiz. Bunun için fitre miktarı asgarî ölçüde tutulmuş ve böylelikle herkesin bu ibâdete iştirak etmesi sağlanmıştır.
Dinimize göre erkek, kadın her Müslüman fıtır (fitre) sadakası vermelidir. Bu konudaki hadisler ve sahâbe uygulamaları, bu vaktin bayramın birinci günü sabah namazıyla bayram namazı arası olduğunu göstermektedir. Fakat fakihler, yoksul ve muhtaç kimselerin ihtiyaçlarını karşılamaları maksadıyla, fitrenin bayramdan birkaç gün önce verilmesinin daha güzel olacağını söylemişlerdir. Fakihlerin çoğunluğuna göre fitrenin ödenmesinin bayramdan sonraya bırakılması ise mekruhtur, hatta haramdır diyen fakihler de vardır.
Bizler Şefkat Eli Derneği olarak sizlerin fitre bağışlarınızı, en çok ihtiyacı olan insanlara ulaştırıyoruz. Fitre bağışını yapmak isteyen siz kıymetli bağışçılarımız; sayfamızdaki “Bağış Yap” butonuna tıklayarak, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından belirlenen miktar olan, kişi başı 130₺ ücreti infak edebilirsiniz. Kaç kişi için fitre vermek istiyorsanız, adet miktarını ona göre belirleyebilirsiniz.